27 Şubat 2020 Perşembe

Parazit (Parasite) Filmi Hakkında


Merhabaaa arkadaşlar! Bugünkü konumuz 2019'a damga vuran film Parazit ve bu film hakkında tartışmak istediğim bir iki konu. Bu yüzden eklemek ya da eleştirmek istediğiniz bir şey olursa yorum yazabilirsiniz. Film yalnızca popüler olmakla kalmadı ve Oscar kazandı biliyorsunuz. Parazit'in ne kadar güzel bir film olduğu ve Bong Joon Ho ile oyuncu kadrosunun yeteneği hakkında konuşabileceğim bir şey yok zaten. Hepimiz beğendik ve sevdik efenim. Yazının devamında spoiler bulunmaktadır eğer izlemediyseniz sizi bu konuda uyarmak isterim.

Not: Güney Kore ya da Kore Cumhuriyeti diye uzun uzun yazmayacağım sadece Kore diyeceğim haberiniz olsun. Ayrıca karakterlerin isimlerini kullanmayacağım belki kafanız karışır diye.

Filmde ele alınan konu ülkedeki zengin ve fakir ayrımında yaşanan uçurum ile fakir insanların yaşam koşuludur. Bodrum katında yaşayan ailelerin birçoğunun maddi durumu kötüdür. Bir nevi bizdeki bir zamanlar büyük şehirlerde bulunan gecekondular gibi (hepsi böyle değildi tabii) düşünebilirsiniz. Şu anda da var gerçi. Hani maddi durumu kötü, bazı olanaklara ulaşamayan ve para kazanmak birden fazla işle uğraşan insanlardır. Şimdii efenim filmin temelindeki aile de Kore'deki bodrum ailelerinden biridir. Ailenin erkek çocuğu zengin arkadaşı sayesinde üniversite sınavına hazırlanan zengin bir kız çocuğuna ders vermeye başlar. Üniversite okumamasına rağmen kız kardeşinin hazırladığı sahte belgeler sayesinde üniversite okuyormuş gibi davranır. Sonra zengin ailenin küçük oğluna bir resim öğretmeni aradığını öğrenince paaat kendi kız kardeşini önerir ama başka bir isimde. O da yine sahte belgeler hazırlar. Sanki yurt dışında eğitim görmüş gibi davranır. Bu kız ne yapar peki? Tabii ki şoförün işten kovulmasını sağlar ve babasını işe aldırtır ama yine aile olduklarını söylemez. Son  olarak hizmetçiyi de kovdurturlar ve annelerini aldırtırlar. Yani parazit olurlar. Bundan sonra iki aileyi zengin ve parazit olarak ayıracağım. Size göre parazit olabilir ya da olmayabilirler ama anlatması böyle daha kolay olduğu için seçtim. 


Peki öbür hizmetçinin kovulmasını nasıl sağladılar? Hizmetçi kadının şeftaliye alerjisi vardır. İki parazit kardeşler şeftali tüylerini çaktırmadan kadına atıp durdular. Kadın hastaneye gidince de patronlarına bulaşıcı bir hastalığı olduğuna dair yalan söylediler ve kadın işten atıldı. Faaaakaaat aslında hizmetçi olan kadın da bir parazitti. Parazit parazit ile karşılaşınca işler kızıştı. Hizmetçi kadının kocası birkaç yıldır bodrumdaki gizli bir yerde yaşamaktaydı. Bu iki parazit aile arasında yaşanan tartışma sonucu hizmetçi kadın öldü. Kocası da bağlandı. Ertesi gün zengin ailenin küçük çocuğunun doğum gününde ise bu bağlı adam yerinden kaçtı ve parazit aileyi öldürmek için bıçak alığ dışarı çıktı. Parazit ailenin kız çocuğunun bıçakladı. Sonra baba devreye girdi. Bu sırada zengin ailenin oğlu da panik atak gibi bir şey geçirdi. Parazit aile bıçaklı adamı öldürdü fakat kendi kızı da can çekişiyordu. Orada zengin ailenin babası ise kendi oğlu için hastaneye gitmek için diretiyordu. İşte o anda zenginler için sadece kendilerini düşündüklerini hissetti ve bıçağı alıp zengin adamı da bıçaklayıp kaçtı. Filmin sonunu anlatmayacağım çünkü o biraz kişiye göre değişebilir.


Şimdi gelelim aklımdaki sorulara:

Biz ülke olarak eskiden beri zengin kötüdür fakir iyidir ve gururludur. Bu filmde ise fakirlerin tam olarak adında geçtiği gibi "parazit" olarak gösterildiğini görüyoruz. Bu Kore halkının fakirlere bakış açısını değiştirir mi? Bu film ile verilmek istenilenin fakirlerin kötülenmesi olmadığının farkındayım. Popüler olan bir yapımda bazıları için fakirlerin potansiyel katil olarak görülebilmesi mümkün mü? Bu film sonrası Kore'de insanların bodrum katındaki ailelere daha fazla yardım etmek istediği belirtilmiş. Yani fakir aileler olan yardım artmış. Bu yardım insanlara üzüldükleri için mi geliyor yoksa onlardan korktukları için mi? 
 
Filmin sonunda iki aileye de sempati besleyebilirsiniz. Bazı sitelerdeki yorumlarda fakir ailelerin bu çeşit yansıtılmasını sevmeyenlerin olduğunu gördüm. Bence farklı bir bakış açısı sektöre iyi gelmiş. Bu şekilde insanların dikkatini çekti ve tabaka farkını ortaya koydu. Bunu cinayet ya da asalaklık açısından söylemiyorum. Bunu maddi açıdan söylüyorum.



Film için bir diğer nokta ise sinematografisindeki çizgiler. Bu çizgilerle aileler arasındaki farkın ve ayrılmalarını görebilirsiniz.

Kore filmlerinin sonunda bu değeri görmesi hoş. Çünkü ciddi anlamda iyi yapımlar var. En iyi başarıyı yakalayan film tabii ki Parazit. Bundan önce bu kadar olmasa da belli bir popülariteyi yakalamış bazı filmler vardı: OldBoy, Ajussi (The Man from Nowhere), Busan Express, My Sassy Girl gibi. Mesela bana göre OldBoy, Ajussi ve Parazit filmlerinin benzer bir noktaları var. Belli noktalarda heyecan yükselirken yapımın geri kalanında bir tekdüzelik mevcuttur. Bu tekdüzelik insanın filmden soğumasını sağlamaz, tam tersine akıcılaştırır. Çünkü heyecan ayarındadır. Yani siz filmden sıkılmazsınız, belli bir yerde heyecanın yükseleceğinin farkındasınızdır ve bunun nasıl bağlanacağını merak edersiniz. Busan Express farklı bir şekilde zombi istilasını ele aldığı için ünlü oldu. My Sassy Girl ise farklı bir romantik - komedi olduğu için dikkat çekti ama yine diğer üç filmde karanlık noktalar vardı. "Ahlaki" sorunların (ensest, kaçırılma, cinayet, uyuşturucu satıcılığı vb.) ele alındığı görülüyor. 

Neyse bitiriyorum hadi. Şimdi size Bong Joon Ho'nun Oscar'daki sözüyle veda ediyorum. Biz zaten altyazılı yapımlar izleyen insanlarız bu laf Amerika'ya ama olsun. Öpüldünüz.





  
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder